بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِذَا ٱلۡكَوَاكِبُ ٱنتَثَرَتۡ ٢

Yıldızlar saçıldığı zaman.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلۡبِحَارُ فُجِّرَتۡ ٣

Denizler patladığı zaman.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلۡقُبُورُ بُعۡثِرَتۡ ٤

Kabirlerin içi dışına çıktığı zaman.

– Seyyid Kutub

عَلِمَتۡ نَفۡسٞ مَّا قَدَّمَتۡ وَأَخَّرَتۡ ٥

Herkes neyi öne, neyi geriye aldığını öğrenir.

– Seyyid Kutub

يَٰٓأَيُّهَا ٱلۡإِنسَٰنُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ ٱلۡكَرِيمِ ٦

Ey insan! Seni engin kerem sahibi Rabbine, karşı aldatan nedir?

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّىٰكَ فَعَدَلَكَ ٧

O, seni yaratan, belini doğrultan ve seni dengeli kılan.

– Seyyid Kutub

فِيٓ أَيِّ صُورَةٖ مَّا شَآءَ رَكَّبَكَ ٨

Dilediği biçimde sana şekil veren Rabbine.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا بَلۡ تُكَذِّبُونَ بِٱلدِّينِ ٩

Hayır! Aksine siz dini yalanlıyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ عَلَيۡكُمۡ لَحَٰفِظِينَ ١٠

Şüphesiz başınızda bekçiler vardır.

– Seyyid Kutub

كِرَامٗا كَٰتِبِينَ ١١

Şerefli katipler.

– Seyyid Kutub

يَعۡلَمُونَ مَا تَفۡعَلُونَ ١٢

Yaptıklarınızı bilirler.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu